Bu maça o kadar üzüldüm ki, tarifi yok. 3 çeyrek ne yaptığını bilen akıcı ve güzel oynayan Efes Pilsen, son çeyrekte ritmini kaybedince maç avuçlarımızın içinden çıktı gitti. Hatta o kötü son periyot performansına rağmen Efes Pilsen maçı kazanabilirdi. Son dakikalarda yapılan kritik hatalar maçın uzamasına, dolayısıyla Real Madrid'e gitmesine neden oldu.
Efes maça fırtına gibi başladı. Rakocevic, Boosty, Vujcic çok iyi oynuyorlardı ilk çeyreği ve 12-2 gibi bir skorla Messina molasına gidildi. Maçın başında böyle iki takım arasında oluşan farklar zaten sunidir ve kapanması kaçınılmazdır. Moladan derli toplu dönen Real Madrid maçı kafa kafaya getirdi. İlk 5.30 dakika Efes sadece 2 sayı yerken 4.30 dakikada 16 sayı yedi ve çeyrek 19-18 Efes Pilsen lehine sonuçlandı.
İlk çeyrek ortalarında oyuna Flip Murray dahil olmuştu. ABD'li oyuncu oyunda kaldığı süre boyunca çok etkili oldu. İkinci ve üçüncü çeyrek farkın açılmadığı maçın kafa kafaya oynandığı bölümlerdi. Efes hücumda hareketli, savunmada çok istekli ve rakibinin bariz üstünlüğünün olduğu reboundlarda çok konsantreydi. Karşılaşmanın ilk devresinde Efes Pilsen sahaya hükmeden, tempoyu ayarlayan ve istediğini oynayan takımdı. Bu dakikalarda hep Efes oynadı, Messina hamle yapıp yakaladı. Karşılaşmanın ilk yarısı 46-40 Efes üstünlüğüyle sona erdi.
Burada bir soluklanalım Perasovic'e paragraf açalım. Hocam bu nasıl rotasyon? Bu ne heyecan? Tamam Messina gibi bir adamı deplasmanda devirmek istemiş olabilirsin, hırs yapmış da olabilirsin ama bu rotasyonu bana açıklayamazsın. Raduljica bir girdi hayalet oldu hemen almışsın. Sinan'ı kullanmadın dicem ama sakatlığıda vardı susuyorum. Haydi Sinan'ı kullanmadın, bare önde olduğumuz dakikalarda hücumda akışkanlık ve tempo varken Cenk'i kullansaydın mutlaka bir iki şut atardı. Rakocevic kötü başladı eyvallah, kötü de devam etti ama haftalardır ilk periyotun tamamında oynattığın adamı neden 4 dakka varken çıkarıyorsun. Beşte Wisniewski tercihine saygı duyuyorum ama süre ortalamasını biraz azaltıp Kerem Tunçeri'yi daha aktif kullanmayı neden düşünmüyorsun? Nachbar bu maçta kötüydü ve konsantre değildi ama biraz daha ısrar etseydin, rakibe match up problemi yaşatma ihtimali büyüktü.
İkinci devre başlamadan evvel, Efes'in 3. periyot sendromu yaşamasından korkuyordum. Son Partizan maçında yaşamamışlardı ama geçmiş maçlara baktığımızda Efes'in bu konuda sabıkalı olduğunu görüyoruz. Korktuğum gibi gitmedi 3. çeyrek. Yine oyunun hakimi, sahada ne yaptığını bilen takım Efes Pilsen'di. Yalnız bu çeyrek biraz fazla hücum reboundu vermeye başladık. Real Madrid'in en güçlü olduğu konu reboundları bu sezon. Bize karşı da bu silahlarını çıkardılar. Özellikle D'or Fischer'i bu konuda durduramadık ve çeyrek 65-65 eşitlikle sona erdi.
Son çeyrekte Efes Pilsen Real Madrid'in kısalara yaptığı baskıyı çözemedi ve bir anda hücumda top paylaşımını unuttu, statikleşti. Kısalar topu ellerinden çok geç çıkarmaya başladı. Hücum setleri 12 saniye civarında başlamaya başladı. Durum bu olunca da, Real Madrid kolay savundu Efes Pilsen'i ve momentumu ele geçirdi. bu dakikalarda top pota altı oyuncularıyla ve özellikle Roberts'la buluşmaya başlayınca Efes tekrar maça döndü ve son dakikada beklenmeyen bir adam Kerem Gönlüm 3 sayılık atışı Real Madrid potasına gönderip maçı 79-76 Efes Pilsen lehine getirdi. Artık Efes Pilsen'in yapması gereken tek şey savunma yapmaktı. Tam bu noktada geçen hafta Partizan'da olduğu gibi yine oyuncular ve teknik ekip faul yapıp yapmama konusunda anlaşamadı. Kerem Tunçeri'nin faul yapalım talebi Perasovic'ten döndü ve Real Madrid tam 3 kez üst üst hücum etti. 2 hücum reboundu sonrasında dipte topla buluşan Sergio Rodriguez'e Thornton kalitesine yakışmayacak bir faul yaptı ve İspanyol oyuncu 3'de 3 atarak maçı uzattı. Kalan süre 2.6 saniyeydi, Perasovic molayı aldı. Arkasından Efes beşini gören Messina'nın molası geldi. Efes sahaya Tunçeri-Murray-Rako-Thornton-Gönlüm beşiyle döndü. Ben maç boyu eli sıcak olan Thornton veya son saniyelerin adamı Tunçeri üzerinden bir oyun beklerken Efes Pilsen Rako'yu dibe gönderip savunmacısı üzerindeyken Murray'e topu verdi. ABD'li yıldız dengesini de kaybedince çemberi göremedi. Bu 2.6 saniyede aklıma Sırbistan-Türkiye maçında yarım saliseye harika oyun çizen Ivkovic geldi.
Maç uzadıktan sonra Efes Pilsen'li oyuncular kenara inançsız geldiler. Vücut dillerinden belliydi, dirençlerini ve inançlarını kaybetmişlerdi. Uzatmaya Real Madrid 3'lükle başlayınca Efes Pilsen sahada ne yaptığını bilemez hale geldi. Buna rağmen uzatmanın sonunda da maçın sonu gibi kazanma fırsatı elimize geçti. Topla içeri dalan Kerem Tunçeri, iki uzunun üstüne çıktığını görünce haklı olarak pasa yöneldi ama pas yerini bulmayınca maçı Real Madrid 89-86 kazandı.
Bu karşılaşmayı böyle pisi pisine kaybetmek elbette çok üzücü ama İstanbul'da Real Madrid'in bu oyunla hiç şansı yok. Efes Pilsen çok doğru basketbol oynuyor. İki zor deplasmanda da sahaya hükmeden ve istediğini oynayan takım Efes'ti. Real Madrid maçı küöük detaylar yüzünden kaybedildi. Mesela bu detaylardan birisi de, Keram Tunçeri'yi 4. periyotta oyuna geç almasıydı Perasovic'in. Sağlık olsun demekten başka bir şey kalmıyor böyle kaybedince. Biz bu Real Madrid'i Sinan Erdem'de parçalarız.
2 yorum:
Maç sırasında twitlerken maçı çok rahat seyrediyorum dememim nedeni ilk üç çeyrekteki akı(l)cı ve güzel oyundu zaten. Bu oyunla bu maçı vermezler derken son topta avucumuzdaki maçı verdik. Perasovic'in son top seti de daha kötü çizilemezdi herhalde.
kerem daha real madrid sete başlamadan faul yapalım dedi ama kenardan olumsuz cevap geldi. faul yapmadık tam 3 tane 3 sayılık atış verdik, 2 hücum rebosu verdik. hepsinin üstüne 3 sayı çizgisinden şuta kalkan adama faul yaptık. maçı kendimiz kaybettik resmen büyük bir avantajı kaybettik.
rako'da bu maç vardı bir şeyler abi. geçen seneden beri bu kadar negatif görmemiştim. onun yerine dün gayet iyi oynayan murray'le bitirmeliydik maçı. son topu da mutlaka thornton veya kerem tunçeri kullanmalıydı.
Yorum Gönder