Aslında başlık yarım, sorun sadece perşembede değil hafta içi bütün takımlarımız mağlup oldu. 5 takımımız Avrupa Kupalarında maçlar yaptı ve malesef kazanan olmadı. Bu sebeple bu haftayı hatırlamamak, hafızalardan silmek en güzeli. Takımlar hakkında detaylı analizler yaparız, nedenlere değiniriz.
Fenerbahçe Ülker - Olympiakos
Daha Pire'deki maçta belliydi Olympiakos'un kazanacağı. O gün Fenerbahçe için çok özel bir gündü, Olympiakos içinde çok kötü bir gün. Bir kere iki takım arasında bariz kalite farkı var. Bu skora üzülmemeli Fenerbahçeliler; zira Olympiakos gibi takımlara her zaman kaybedebilirsiniz. Fenerbahçe Barcelona ve Olympiakos'u dışarda yendiğinde, iki takımda İstanbul'a eksik gelirken Fenerbahçe'yi yeneceğini söylemiştim ve haklı çıktım. Bunlar büyük takımlar için mesaj maçıdır, bu tip takımlar aynı takıma sezon içinde iki kere yenilmez. Eğer yenilirse o zaman parkeye çıktığı zaman rakiplerine piskolojik baskı kuramaz.
Dün maç başladığında Olympiakos'un çılgın guard rotasyonundan ekstra işler bekliyordu herkes ama Fenerbahçe Ülker'in çok iyi ön alan savunmacıları rakip kısalara nefes aldırmadı. Kinsey Spanoulis'i savunmakta görece olarak başarılı olsa da, Yunan guard Fenerbahçe savunmasını her hücumda deldi ve uzunlara pozisyon sağladı. Zaten Spanoulis çeşitli silahları olan adamdır, onu tamamen susturamazsınız ancak yavaşlatırsınız. Şutunu savunsanız penetre eder, penetresine dikkat etseniz şut atar canınızı yakar. Onu savunmanın en güzel yolu top aldırmamak, aldıktan sonra da; pas kanallarına baskı yapıp zorlama bir atışa mecbur etmek. Kinsey ve Fenerbahçe dün bunu yapamadı. Olympiakos'u maçın içinde tutan adam, Fenerbahçe'nin vurup gitmesini engelleyen adam Spanoulis'ti. Peki Spanoulis bunları yaparken Fenerbahçe guardları ne yapıyordu. Ukic bütün maç kendine oynadı, takımın en fazla top kullanan oyuncusu oldu. Ukic için daha önce ligdeki Galatasaray maçından önce zorluk katsayısı yüksek maçlarda iyi savunulursa kontrolden çıkıyor demiştim, dün beni bir kez daha doğruladı. Ivkovic atletik özellikleri olan ve iyi savunma yapan Papanikolaou'yu verince Hırvat oyuncu işi birebire yıktı. Bu oyunu da takımının organize olmasını engelledi.
Ben Efes Pilsen maçı dolayısıyla karşılaşmanın 3 periyotunu izleyebildim. İzlediğim bölümlerde başa baş giden bir maç vardı. Karşılaşmada bir rakip, bir Fenerbahçe Ülker öne geçiyordu. Olympiakos ikili oyunlarla sonuca gidiyordu hücumda, bunda en önemli olan etken Spanoulis ve uzunlardı. 3. çeyrekte Fenerbahçe çok iyi savunma yaptı ve maçı koparma noktasına geldi. Ancak burda çok kritik bir hata yaptı Spahija ve savunmacıları kenarda unuttu. Olympiakos'ta saha içindeki coachları Theo Papaloukas sayesinde maça tekrar ortak oldu ve izleyemediğim son periyotta karşılaşmayı kazanmış. Burada değinmek istediğim başka bir nokta var. İlk maçı Pire'de Fenerbahçe 14 sayı farkla kazandı. Bence müthiş bir avantajdı ama dün son bölümde ne oldu bilmiyorum o kadar kopmuşlar ki oyundan bu avantajı bile 15 sayı farkla mağlup olarak kaybettiler.
Haftaya ölüm-kalım deplasmanı Valencia. Pesic'le birlikte yükselişe geçen Valencia'nın grupta iddiası bulunuyor; bu da maçın zorluk katsayısını arttırıyor. Dün Olympiakos maçında Fenerbahçe'nin en çok top kullanan oyuncusu Roko Ukic'ti. Eğer bu durum haftaya da tekrarlarsa, Hırvat oyun kurucu takımdan önce kendine oynarsa Valencia turlayan takım olur. Spahija Ivkovic karşısında sınıfta kaldı. Şimdi karşısında başka bir kurt Pesic olacak. Saha ve seyirci avantajıyla Valencia'yı maça yakın görüyorum. Bu maç Fenerbahçe Ülker'in bu sezon oynadığı son Euroleague maçı olabilir.
0 yorum:
Yorum Gönder