Sayfalar

Efes Pilsen 60 - 77 Real Madrid

Can bu hafta maçı seyredemediği için Efes yazma işi bana düştü, elimizden geleni yapalım bakalım.


Maç için detaylı analiz yapmaya çok fazla gerek yok ama yazının sonunda üç-beş istatistiki bilgi veririz. Bu maçın kaybedilmesindeki en büyük sebep Rakocevic'in olmaması olabilir ama sahada olan adamlardan hiçbirinin gözünde maçı çevirebilecek ışığı görmek mümkün olmadı. Belli ki kendileri de inanmamışlardı bu maçı kazanacaklarına. Deplasmandaki şanssız mağlubiyetin telafisi umuduyla geçtik televizyonun başına ama sahada ne yapacağını bilemeyen, saman alevi gibi parlayıp sönen ve sonunda da kaderine razı olan bir takım ile karşılaştık. Maç boyunca, basketbol adına hiçbir doğruyu yapamadı Efes Pilsenli basketbolcular. Hücumda yapılan yanlış pas ve şut seçimlerinden tutun da pota altında kabul edilen ezici Real Madrid üstünlüğüne kadar. Efes Pilsen basketbol literatüründe top kaybı olarak nitelendirilen her türlü hatayı da yaptı bu maçta. Hatalı yürümeden, 24 saniye süresinin dolmasına kadar. Hatta topu kenardan 5 saniyede çıkaramadı bir pozisyonda. Bu maç sabaha kadar oynansa Real Madrid kazanırdı. O derece etkisiz ve isteksizdi Efes Pilsen.


Kupadaki Beşiktaş maçındaki kötü oyunu konsantrasyon eksikliğine bağlamıştı Can ama demek ki sorun o değilmiş. Bir süredir sergilenen güzel basketbol geçici bir baharmış. Deplasmandaki maçtan bu maça kadar sadece kupada Beşiktaş ile karşılaşan Efes'in aksine, Real Madrid üç tane Kral Kupası maçı oynayıp gelmişti. Ama sahaya bakıldığında sanki Efes Pilsen üç maç oynamış da Real Madrid dinlenip gelmiş gibi bir görüntü vardı.

Perasovic'e oyuncu tercihlerinden dolayı yüklenmek istiyorum ama oyuna giren hiçbir oyuncu maçı çevirebilecek havada olmadığı için neden şunu oynattı, bunu oynatmadı diyebileceğim bir durum da yok ne yazık ki.

İstatistiki verilere gelirsek, en önemli veri Real Madrid'in Efes Pilsen'i pota altında resmen ezdiği ribaunt sayıları olarak görünüyor. 28/40'lık ribaunt farkının önemli bir kısmı hücum ribauntlarından kaynaklanıyor. Efes'in 9 hücum ribaunduna Madrid 14 ribaunt ile cevap verdi ki ilk yarıda bu oran 1/9'du. Real Madrid Efes potasına 60 top atarken, Efes'in buna cevabı 49. Kim ev sahibi kim misafir takım belli değil. Maçın en skoreri 17 sayı atan Llull oldu. İlk yarı biterken salladığı üçlük nasıl girdi hâlâ anlayabilmiş değilim. Ante Tomic de 14 sayı 6 ribaunt ile oynadı. Efes'te ise tepede 14 sayı ile Kerem Tunçeri görünüyor ama bu 14 sayının çoğu maçın sonunda, maç koptuktan sonra gelen sayılar. Thornton da 10 sayı, 7 ribaunt ile oynadı.

Siena ile durumlar eşit şu anda, önümüzdeki hafta Siena deplasmanı var. Mağlubiyet halinde işler iyice zora girer. Madrid'in liderliği garanti gibi, kalan iki maçtan birini almaları yeterli. Zalgiris'in de sadece prestij mücadelesi veriyor olması önümüzdeki hafta oynanacak maçın önemini katlıyor. Efes kazanırsa çıkar, kaybederse defteri kapatır. İlk maçtaki sayı avantajının sadece 2 olduğunu hatırlatalım. Efes'in kaderi hâlâ kendi ellerinde. Kendi göbeğini kendi kesecek ama bu maçtaki performansla değil.

3 yorum:

cnyvz dedi ki...

ben kardeşimden dakika dakika skor istedim cep telefonuma. gönderdikçe şaşırdım. bu kadar kötü bir maç beklemiyordum. zaten ikinci devrede de skor gönderme bitince kesin sonucu gönder dedim.

tillwedobetter dedi ki...

Maçı çevirecek inanç basketbolcularda olmayınca seyirciyi de maça sokamadılar. Oysa salon tıklım tıklımdı.

cnyvz dedi ki...

14.250 kişi varmış salonda. bu senenin euroleague rekoru. vallahi çok yazık.

Related Posts with Thumbnails