Öncelikle belirtmem gerekir ki, şirkette olmam dolayısıyla maçın sadece son 15 dakikasını izleyebildim. Bu nedenle çok detaylı maç analizi yapmayacağım. Benim anlayamadığım bir şey var; bu neydi? 3 haftadır basketbol oynayan ve son olarak Real Madrid deplasmanında son toptaki tercih hatasıyla kaybeden Efes Pilsen ile dünkü maçtaki Efes Pilsen aynı takım mıydı? Ben bu işten hiçbir şey anlamadım.
Efes Pilsen bir tercih değişikliği yapmış ve Wisniewski'den sadece Euroleague maçlarında yararlanmaya karar vermiş. Bunu zaten sene başından beri söylüyordum. Raduljica'nın sakatlığı olmasa, Efes Pilsen Wisniewski'yi sadece EL'de kullanıp, Ender Arslan'ı lig maçlarında kullanacaktı. Ancak Raduljica sakatlanınca coaching BBL rotasyonunda Wisniewski'yi Ender'in önüne aldı.
Dünle ilgili yazmak istediğim bazı şeyler var. Öncelikle Beşiktaş'ı özverili ve güzel oyunlarından dolayı kutluyorum. Ergin Ataman takımına kendi doğrularını yerleştirmiş ve taş gibi bir takım yaratmış. Efes Pilsen merkezli değerlendirme yaparsak; son çeyrekte ilk 3 hücum topu çembere bile atamadan döndüler. İzlediğim 15 dakika boyunca oyuncular sahada uyur gezer gibiydi, net bir rebound bile göremedim. En önemlisi de; Efes Pilsen son periyotta bitime 1,5 dakika kalıncaya kadar point guardsız oynadı. Yani hem Ender hem Kerem kenardaydı. Point guard mevkiinde Sinan Güler oynuyordu. Buna rağmen Efes maçı uzatmaya götürme şansı yakaladı ama bu seferde 3 kişinin maç reaksiyonuyla gereksiz yardıma gitmesi sonucu, Ogilvy offensive rebound yaptı ve Beşiktaş Cola Turka maçı 57-55 kazandı. Beşiktaş benim izleyebildiğim bölümlerde maçı isteyen ve hakeden taraftı. Burdan tebriklerimi yolluyorum.
Efes Pilsen cephesi takım halinde (hem oyuncular, hem coaching) dün hiç maçta değildi. Onlarında bu konsantrasyon bozukluğunu hafta içinde oynayacakları kritik Real Madrid maçına bağlamak istiyorum. Herkesin aklı oradaydı diye düşünmek istiyorum. Real Madrid maçında da zıpkın gibi bir takım görmek istiyorum sahada. Yoksa bu oyunla Real Madrid'e karşı kazanmak hayal olur.
10 yorum:
İş günü saat 18:00'e maç koyan zihniyetin içine tüküreyim. Ne salonda izlemek isteyen yetişebilir o maça ne de TV'de izlemek isteyen. Bu akşam da bizim maç güme gidecek. Allah akıl fikir versin, başka da bişey demiyorum...
haklısın abi. kupa izlenmesin istiyorlarsa sponsor da almasınlar. saçmalık diz boyu
Kupayı şifreli kanala vermelerinden bahsetmiyorum bile...
kupanın kayseri'de oynanması? ayrıca 1.ligde takımı olmayan kayseri'nin ülkenin en modern salonlarından birine sahip olması? siyaset bu kadar içimize girdi mi yahu
Kupanın Kayseri'de olması bence iyi. Dediğin gibi ligde takımı olmayan bir şehre basketbolu götürmenin güzel bir yolu olmuş. Salon zaten Dünya Basketbol Şampiyonası için yapılmamış mıydı? Ben mi yanlış hatırlıyorum?
doğrusun abi ama o zamanda sorguladım; antalya varken neden kayseri?
Antalya'da pis işler döndü bildiğim kadarıyla. Bu sezon Antalya BŞB bile oradaki salonu kullanamadı biliyosun. Siyasetin asıl girdiği yer Antalya oldu :)
hadi ya benim ordaki olaylardan haberim yoktu abi. kayseri konusunda beni ikna ettin ama saatleri anlamam mümkün değil diyorum ve muhalefetimin boyutunu değiştiriyorum :)
Saatler gerçekten çok saçma. 19:30'dan önce maç oynanmamalıydı. Hem tribün için hem de televizyon başındakiler için. Ondan sonra Basketbol neden ilgi görmüyor? Nasıl görsün ki?
aynen katılıyorum abi. hafta içine maç alıyorsan en erken 19.30 olmalı, sözlükteki maç başlığına da yazdım bunu. resmen ilk maçlar izlenmese de olur boşverin demişler.
Yorum Gönder