GasTerra Flames 65 - 66 Galatasaray Café Crown

Maçla ilgili ne resmi sitede ne de Eurocup resmi sitesinde fotoğraf bulabildim.

Maçı, Galatasaray TV dahil, hiç bir kanal vermedi. Koskoca Galatasaray Kulübü, Erkek Basketbol Takımı'nın Avrupa Kupası maçını kendi resmi yayın organından bile yayınlamıyorsa, kalkıp basketbola önem verdikleri saçmalığını kimseye anlatmasınlar. Hatta boşuna para da harcamasınlar, kapatsınlar branşı. Her şey futbol nasıl olsa. 

Maçı skor skor internetten takip edebildim sadece. 22 - 11 biten ilk çeyrekten sonra umutsuzluğa kapıldığımı itiraf etmeliyim. Rakip Euroleague ön elemesi oynamış, ülkesinin şampiyonu bir ekip. İkinci çeyrek gelen toparlanma belirtileri ve üçüncü çeyrekte yakalanan beraberlik, tekrar ümit verdiyse de, son çeyrekteki kötü gidişata rağmen maçın sonunda oyunun dönmesi sevindirici oldu.

İstatistikler üzerinden yorum yapmaya çalışacağım için çok üzgünüm ama keşke maçı seyredebilseydik de ona göre yorum yapabilseydik. Ligde hiç düşünülmeyen Göksenin'in ilk beş başlamasına çok şaşırdım açıkçası, kendisi de şaşırmış olacak ki maça katkısı sıfır. Radoslav Rancik'in ligin aksine göstermiş olduğu 16 sayılık performans ve Preston Shumpert'ın ligden ziyade Avrupa maçlarında oynaması yine maçtan ilginç notlar olarak öne çıkıyor. İlk çeyrek yenen 22 sayıya nazire yaparcasına ikinci yarının toplamında yenen 22 sayı savunma açısından maçı getiren faktör olarak göze çarpıyor. Rakibin, ribauntlardaki 7/19'luk hücum ve 33/43'lük toplam ribaunt üstünlüğü yine pota altındaki zafiyetimize işaret ediyor ama bu kötü ribaunt performansına rağmen maçı kazanmak umarım göz boyayıcı olmaz. Pota altına mutlaka takviye şart ve bu her maçta kendisini gösteriyor. Ribauntlardaki kötü performansı bertaraf eden istatistik ise rakipten 7 fazla top çalmamız olabilir. Yine rakibi 19 top kaybına zorlarken 12 top kaybı yapmamız, rakipten iyi olduğumuz istatistiklerden. Atışlarda ise, yeni üç sayı çizgisine alışamamış olduğumuzu bu maçta da görüyoruz. %21,4 rezalet bir yüzde. Toplam 34 faul atışı yapmış olmamız, rakibi faul yapmaya zorladığımızı gösteriyor. Buradan çıkan 25 sayı ise neredeyse toplam sayının yarısı kadar. Her iki takımın da 9 atıştan faydlalanamadığını belirtmekte fayda var. İki sayılık atışlarda bulduğumuz %45,7'lik isabet ise rakipten iyi olduğumuz bir başka istatistik.

Avrupaya deplasman galibiyeti ile başlamak çok önemliydi, bunu başardık. Umarım devamı da iyi gelir. Grubun ikinci maçını seyredip öyle maç yazısı yazmak dileğiyle oyuncularımızın performanslarını yazarak yazıyı sonlandıralım:

Josh Shipp: (30:06, 10 sayı, 3 ribaund, 5 top çalma, 2 top kaybı)
Göksenin Köksal: (07:28, 0 sayı, 1 top kaybı)
Caner Topaloğlu: (20:04, 6 sayı, 2 ribaund, 2 top çalma)
Preston Shumpert: (20:52, 15 sayı, 2 ribaund, 1 asist, 1 top çalma, 1 top kaybı)
Taylor Rochestie: (08:20, 0 sayı, 1 ribaund)
Tutku Açık: (18:54, 3 sayı, 3 ribaund, 5 asist, 2 top çalma, 2 top kaybı)
Luksa Andric: (10:49, 8 sayı, 1 ribaund, 1 top çalma)
Radoslav Rancik: (31:17, 16 sayı, 7 ribaund, 1 asist, 3 top çalma, 1 blok)
Haluk Yıldırım: (11:58, 0 sayı, 2 ribaund, 1 top kaybı, 1 blok)
Evren Büker: (23:10, 2 sayı, 5 ribaund, 2 asist, 3 top çalma, 1 top kaybı)
Ermal Kurtoğlu: (17:02, 6 sayı, 2 ribaund, 1 asist, 1 top kaybı)

Galatasaray Sözlük'ten aziz matta sayesinde maçın 3 dakikalık özetine ulaştım, buyrunuz: