Sayfalar

Fenerbahçe Ülker 81 - 72 Efes Pilsen

Bir takım izledim bugün sahada ilk yarıda; Maccabi, Panathinaikos, Barcelona, Cska Moskova gibi baba takımlar en iyi zamanlarında rakibi kim olursa olsun karakter koyardı sahaya. Kendi oyunlarını ortaya koyarlardı, rakibi önemli değildi hiç, onlar istediği zaman tempo tavan yapardı istediği zaman yürüyerek oynanırdı basketbol. Rakibi çok mücadele eder ama onlar sinir bozacak kadar rahat bir şekilde kazanırlardı maçlarını. Bu sadece kadro kalitesiyle açıklanamazdı elbette. Bunun bir diğer adı; basketbolu akılla oynamak ve hep doğru opsiyonu bulup kullanmaktı. Bugün ilk yarıda izlediğim Efes Pilsen bunları seyrettirdi bana. Sahada büyük düşünmek nedir gösterdi. İnanılmaz sakin oynadılar, hep doğru opsiyonları zorladılar. Bu devrede Fenerbahçe Ülker rakibine sadece direnç gösterdi. Efes vurdu Fenerbahçe daha iyi guard almaya çalıştı. İlk devrede Fenerbahçe'yi son bölüm haricinde skorda tutan etkenler hep ince nüanslardı. Devre skoru 37-41 Efes Pilsen lehineydi.

Devre arası biliyordum, adım gibi emindim. Efes Pilsen baskının arttığı dakikalarda doğru opsiyonları bulamayacak ve saçmalamaya başlayacaktı. Zira büyük takım gibi oynamak ve büyük zihniyetinde olmak arasında çok fark vardı. İlk yarıda izlediğim Efes için f4 adayı diyebilirim.

İkinci yarı başladı ve tahmin ettiğim gibi seyirci desteğini arkasına alan Fenerbahçe rakibini köşeye sıkıştırmaya başladı. Bu dakikalarda Efes'in saha içi coaching tercihleri felaket ötesi olunca Fenerbahçe'nin öne fırlaması ve oyuna hükmetmesi kaçınılmaz oldu. Fenerbahçe'nin her branşta iyi yaptığı bir şey var bu ülkede. Oyuncular, yöneticiler ve taraftarlar hakeme baskı yapmayı müthiş beceriyorlar. Haksız oldukları pozisyonlarda bile Kaya ve Oğuz hakemlere inanılmaz itirazlarda bulundu. Efes Pilsen hep sakin kalan taraftı, ancak ilk yarıdaki doğru tercihler gitti ve ikinci yarıda statik, yaklaşık 20 saniye amaçsızca pas yapan bir düzen geldi. Bunun sonucunda her maç kabus olan 3. çeyrek maçın Efes'in avuçlarından kayıp gittiği bölüm oldu. Bu çeyrekteki skor 19-8 Fenerbahçe lehineydi. Son çeyreğe de çok kötü başlayan Efes Pilsen maçın bitimine 7 dakika kala 17 sayı farkla geri düştü. Bu dakikadan sonra kaybedeceği bir şeyi olmadığını anlayan Efes Pilsen daha cesur ve patlayıcı bir oyun oynamaya başladı ve geri dönüşün kıyısına kadar geldi. Ancak o taraftar baskısına ve Fenerbahçe gibi ciddi bir rakibe karşı 7 dakikada 17 sayıdan gelmek mümkün olmadı. Efes Pilsen'in ilk ve ikinci yarısı gece ve gündüz kadar farklıydı. Zaten Fenerbahçe deplasmanından galibiyetle dönmeleri açıkcası sürpriz olurdu ve bu sürprizi başaramadılar.


Bireysel olarak bazı oyuncuların performanslarına değinmek istiyorum. Bunları yaparken saha içinde yaptıkları istatistikten ziyada oyuna getirdikleri farklılıktan ve katkıdan yola çıkarak yapmak istiyorum.

Marko Tomas: Kesinlikle maçın yıldızıydı. Geçen sene Cibona'da bıraktığı yerden devam etti ve Efes'i perişan etti. Attıkları attırdıkları bir yana savunmasıyla, hücum rebountlarına verdiği katkıyla Efes Pilsen'in elini kolunu bağladı.

Sinan Güler: Fenerbahçe kısa forvetlerinin ona ters geldiğini zaten biliyorum. Sinan'a da çok haksızlık etmek istemiyorum bu yüzden ama kendisinden daha fazla yürek koymasını beklerdim sahaya.

Velimer Perasovic: İnanılmaz hatalar yapıyor Perasovic. Kenardaki Nur Germen bile kendisinden daha erken düşünüyor hamleleri. Ayrıca sezon başından beri dikkat ediyorum, kenarda çok negatif. Oyuncu olsam kenardaki coachuma bakınca yüreklenmek isterim ama Perasovic sürekli memnuniyetsiz haliyle oyuncularının motivasyonunu da aşağıya çekiyor. Wisniewski'den verim alamamasına rağmen ABD'li point guardda ziyadesiyle ısrar ediyor. Artık yeni arayışlara yönelse daha iyi olur takımı adına.

Kerem Tunçeri: Maçın kırılma anlarında sahada bildiğimiz Tunçeri yoktu bugün. Üstünde inanılmaz baskı vardı kabul ediyorum ve bütün takımı onun eline bakıyordu tamam ama Kerem gibi bir oyuncunun perdeleme sonrası üstünde kalan uzun oyuncunun yanından penetre etmesi gerekir. Kerem her pozisyon şut attı ve kaçırdı.

Roko Ukic: Bu adam iki ucu keskin bıçak. Gününde oldu mu, eli sıcak oldu mu tek başına maç alabilecek bir yetenek. Galatasaray maçını o verdi, Efes Pilsen maçını ise o aldı. Kritik dakikalarda hiç eli titremeden hiç geri adım atmadan gitti rakibin üstüne. Tomas'la birlikte önemli işler yaptı.

Nikola Vujcic: İşin savunma tarafında hiç yok eyvallah, ayakları da çok yavaş, ayrıca eskisi gibi de sert değil. Ama bu adam basketbol sanatçısı. İnanılmaz bir pas yeteneği ve saha görüşü var. İzlemek gerçekten büyük keyif.

Kaya Peker:  Eski takımına karşı inanılmaz motive olmuş Kaya. Sinir bozacak kadar rakiple ve hakemle uğraştı ama takımına verdiği katkı yadsınamaz. Hakkını yememek lazım çok iyi bir maç oynadı.

Sonuç olarak Fenerbahçe hakettiği bir galibiyet aldı. Efes Pilsen sezonun genelini ikinci yarıda oynadığı gibi oynadığı için tehlike çanlarına kulak vermelerinin zamanı geldi. Ayrıca maçın başlamasına 5 dakika varken bomboş görünen salon, maç başladıktan sonra bir anda doluverdi. Elbet bu konuyla ve açılan kapılarla ilgili Nedim Karakaş bir açıklama yapacaktır.

9 yorum:

tillwedobetter dedi ki...

Eline sağlık Can, süper yazı. Vujcic'i seyretmekten zevk alıyorum. İnanılmaz bir basketbol zekası var adamın. Bizde olsaydı keşke...

cnyvz dedi ki...

abi bizde olsa savunma yapmıyor derlerdi :(
saha görüşü jasikevicius kadar iyi bence. bi level altı prkacin ne kadar fark yaratmıştı türkiye'de. keşke biraz daha genç gelebilseydi nikola vujcic.

tillwedobetter dedi ki...

Böyle oynayan bir adam varsın savunma yapmasın, ben razıyım :))

cnyvz dedi ki...

perasovic'in roberts tercihi çok kötüydü. pg rotasyonunu ender-kerem ile oynayıp roberts'i kadroda tutmalıydı. ikinci yarıda fener sertleştiğinde efes hiç cvp veremedi.kaya-oğuz gibi uzunlarla boğuşmak hep onların size'inda olmayan gönlüm'e kaldı. bu dakikalarda roberts çok iş yapardı

tillwedobetter dedi ki...

Açıkçası ben de şaşırdım, hem Wisniewski hem Rakocevic'i kadroda görünce. Roberts benchten gelip ekstra işler yapabilen bir adam mutlaka kadroda olması gerekir.

cnyvz dedi ki...

roberts belki istediği ritmi bulamadı efes'te özelliklede hücum kanadında. ama savunmada ve rebolarda verdiği katkı yadsınamaz. vujcic'le yumuşayan efes pilsen pota altına sertlik getirdiği çok açık. bu sezonla ilgili tek umudum efes adına ocak sonunda parkeye çıkacak olan raduljica. kasun'u çok severdim ben, şimdi onun daha genci daha serti geldi. çok büyük işler bekliyorum miroslav raduljica'dan.

tillwedobetter dedi ki...

Ben çok tanımıyorum Raduljica'yı, sen öyle diyorsan öyledir :)

cnyvz dedi ki...

asıl mesele Raduljica'dan da ziyade o geldiğinde tribüne kim gider. şu anda bir kişi göndermesi gerekirken hatalı tercihler yapan Perasovic işin içinden nasıl çıkar?
Sonraki post belli oldu cem abi :)

tillwedobetter dedi ki...

Valla blogu koşturmaya başladın Can :) eline sağlık.

Related Posts with Thumbnails