Hayatımda
kaçırdığıma yandığım maçlar sıralamasında tepeye oturmuştur bu maç. Antrenmanım olduğu için televizyondan canlı da seyredemedim. Eve geldiğimde
GS TV'de bant yayın vardı, ikinci yarıyı yakaladım. Neyse sadede gelelim. Maç öncesi
yazımda iki noktaya değinmiştim; birisi guard, ikincisi pivot mevkii.
Takımın guardı kadar oynadığı tezi bu maçta gerçekten ispatlandı. Ukic'in
Rochestie'ye üstünlük kurduğu anlarda fark Fenerbahçe Ülker lehine açılırken, Galatasaray'da
Tutku'nun devreye girdiği bölümde ibre Galatasaray'a döndü. Her maç Rochestie demekten bıktım artık.
Bu takıma kattığı hiçbir şey yok. 0/5 ile maçı sayısız tamamlamasını geçtim, sayıya giden pası da sadece 1. Oktay Hocanın yerinde hamlesi ile direksiyonu Tutku'ya bırakması maçın benim adıma
birinci kırılma ânı.
Maçın seyredebildiğim bölümünde, dış atışlardaki aceleciliğimiz ve düşük yüzdemiz, maçın erken kopmasını engelledi bir bakıma. Özellikle Shumpert'ın bu bölümdeki düşük yüzdesi (toplamda 2/8 atmış) maçın sıkışmasına neden oldu. Oyunun sıkıştığı anlarda çilingir ise yine Tutku'ydu. Çeyreğin son saniyesindeki üçlüğü bence ikinci kırılma ânı.
Son çeyrek maçın zevkinin doruğa çıktığı bölüm oldu. Ömer'in kaptırdığı top sonrası gelen fast-break, Ömer'in itirazı, Spahija'nın itirazı ve gelen teknik faul. Maçın üçüncü ve en önemli kırılma ânı. Bu dakikada Ömer'in provokasyonuna gelen bir iki GERİ ZEKALI ve DANGALAK seyirci dışında tribünün gerekli tepkiyi vermesi taraftarın basketbolu öğrenmesi ve oyuna gelmemesi adına sevindirici gelişmeler. O bir iki GERİ ZEKALI ve DANGALAK da Oktay Hoca ve oyuncular tarafından durduruldu zaten. Gerilen ortam sonrası oyunu zorlamaya başlayan Ömer, yanlış hücum tercihleri yapınca, seyirci fırtınasını da arkasına alan Galatasaray, çeyrek başına 12-15 sayı düşen maçın son çeyreğine 25 sayı sıkıştırarak ve son çeyreğin büyük bir bölümünde rakibine saha içi isabet buldurmadan, maçı ve liderliği söktü aldı.
Savunmada alıştığımız agresiflik ve sertlik artık takımın kimliği oldu. Galatasaray'ın karşısına çıkan artık biliyor ki, sert savunma ile karşılaşacak. Hem ligde hem de Euroleague'de 70 üzeri sayı ortalaması ile oynayan Fenerbahçe Ülker'i 56 sayıda tutmak bu savunma kimliğinin sonucudur.
Pota altında sıkıntı yaşatacak eşleşmeler olması ihtimali, beni tedirgin eden ikinci noktaydı. Lavrinovic çok sıkıntı yaratmasa da Oğuz tek başına bütün uzunlarımızı faul problemine sokmaya yetti. Ama ribaund konusundaki endişem bütün takımın doğru box-out yapması ile boşa çıktı. Ribaundlarda 39-39'luk eşitlik var.
Maçın adamı, benchten gelip 30 dakikada 12 sayı, 7 asist, 6 ribaund üreten Tutku oldu hiç şüphesiz. Shumpert'ın (%50 2 sayı, %25 3 sayı isabetine rağmen) 16 sayılık performansı ile Rancik ve Shipp'in 11'er sayısı galibiyeti perçinleyen faktörler. Shipp'in aldığı 8 ribaund ve çaltığı 4 topu da es geçmeyelim. Fenerbahçe Ülker'de ise Ömer'in 16, Oğuz'un 14 sayısına kayda değer bir katkı gelmeyince liderlik sarı-kırmızı oldu.
|
Muhteşem bir görüntü. |
Galatasaraylı taraftarlara en güzel yılbaşı hediyesi oldu bu galibiyet ve lig liderliği. Yeni yıla nasıl girersen öyle devam eder demiştim, umarım bu yolun sonu önce final sonra da şampiyonluk olur. Yazımı önce güzel bir dörtlükle, arkasından da aslan parçalarının istatistikleri ile noktalıyorum:
Bu sene baskette tarih yazalım
Kupaları şirketlere bırakmayalım
Ne Efes, ne Ülker ne de Telekom
Haydi bastır Cim Bom Bom, sensin şampiyon
Josh Shipp: (34:24, 11 sayı, 8 ribaund, 4 top çalma, 1 top kaybı)
Caner Topaloğlu: (06:09, 2 sayı, 1 ribaund, 1 top çalma, 1 top kaybı)
Preston Shumpert: (27:51, 16 sayı, 4 ribaund, 1 asist, 2 top çalma, 3 top kaybı, 1 blok)
Taylor Rochestie: (11:11, 0 sayı, 2 ribaund, 1 asist, 1 top kaybı)
Tutku Açık: (30:01, 12 sayı, 6 ribaund, 7 asist, 1 top kaybı)
Luksa Andric: (13:59, 5 sayı, 2 ribaund, 1 top kaybı, 1 blok)
Radoslav Rancik: (23:49, 11 sayı, 3 ribaund, 2 asist, 2 top çalma)
Haluk Yıldırım: (11:34, 0 sayı, 1 ribaund, 1 asist, 1 top kaybı)
Evren Büker: (26:41, 5 sayı, 3 ribaund, 2 top çalma, 1 top kaybı, 1 blok)
Ermal Kurtoğlu: (14:21, 5 sayı, 4 ribaund, 1 top kaybı)