40. saniyede Alman penaltıyı verebilse bu yazı çok başka bir halde olabilirdi. Amiyane tabirle "götü yemedi". Halbuki diğer götü yemediği 90+2'deki penaltıdan daha tehlikesizdi 40. saniyedeki penaltıyı Manchester'ın çıkarabailme ihtimali çok daha yüksekti. Bize 2 kere vermediği penaltıyı ev sahibine tereddütsüz verebildi ama... O penaltının gol olmayacağına inanmayan Galatasaraylı var mıydı acaba? Maçın kırılma anı olsun dedik ama bir türlü kıramadık maçı. Önce Alman sonra direk izin vermedi. Bu seviyedeki bir turnuvada hakem konuşuyor olmak da ayrı bir saçmalık.
Maç başlamadan kadro açıklandığında Dany ve Burak tercihleri garip gelmişti. Dany oyunu ile bu tercihin haklı olduğunu gösterdi ama Burak bu maçta istediği/miz oyunu ortaya koyamadı. Tabi Dany'nin - ve tabi ki Semih'in - bu başarılı performansı ve Burak'ın göremediğimiz oyununun ortak sebebi orta saha direncinin çok düşük olmasıydı. Yol geçen hanı tabiri çok kullanılır bu gibi durumlarda ama en güzel uyduğu maçlardan biriydi. Melo'nun geçen seneki pitbull halinden uzakta olması Amrabat ve Hamit'in savunmaya yardım etmemeleri, ağırlıklı olarak ilk yarıda ve maçın genelinde Hakan Balta'nın kanadının Valencia tarafından otobana çevrilmesine neden oldu. Özellikle Kagawa'nın her topu çok rahat alması ve dağıtması savunmadaki bocalamanın en büyük sebeplerinden biriydi. Semih - Dany ikilisi maç boyunca çok iyi direndiler, sadece 1 kez kaçırdılar o da gol oldu. Bu seviyede 1 kere bile hata yapma lüksü yok, elalem bakmıyor gözünün yaşına.
Meşhur Fenerbahçe balı vardır bilirsiniz, bu maçta o balı ManU'ya vermişler anlaşılan. Amrabat'ın Tanju'ya selam çaktığı plasesi, Hamit'in direğin dibine giden şutu ve Selçuk'un kaleciyi sündüren kafasının içeri değil de dışarı gitmesinin başka mantıklı bir açıklaması olamaz.
Genel olarak kafa kafaya bir maç oldu. %52 - %48 topla oynama oranı, verilen verilmeyen penaltılar, girilen pozisyonlar, direkten dönen, kaleciler tarafından çıkarılan toplar...
Takımın çok büyük bir bölümünün ilk Şampiyonlar Ligi maçını oynuyor olmasını da unutmamak lazım. Melo, Eboue ve Hamit dışında bu heyecanı tadan Galatasaraylı yoktu dün. Şanslarına ilk maçları da Düşler Sahnesi'ndeydi. Düşler Sahnesi adı ama dün Ali Sami Yen'den farkı yoktu. 4 bin civarı Galatasaraylı maç boyu Aslanları evinde hissettirdi.
|
İmparator tem bir İngiliz Beyefendisi gibiydi. |
Kaybedilmesi normal şartlarda koymayacak bir maçtı ama bu şekilde kaybedince koyuyor işte. En azından 1 puandı maçın hakkı ama bu oyunda topu çerçeveden geçiren haklı...