Allah kulunu sevindirmek istediğinde, eşeğini önce kaybettirir sonra buldururmuş. Bizimki de o hesap oldu dün. İlk yarı sahada gezinenlerin yediği iki gol, ikinci yarı kim olduklarını hatırlayanların attığı iki gol.
Sivas deplasmanındaki kötü performansından sonra bu denli önemli bir maça yine Ali Turan ile başlayan Rijkaard'ı anlamaya çaılışıyorum ama bu hamleyi hiçbir mantığa sığdıramıyorum. Zira ilk yarı yenen iki gol de Ali'nin adamını kaçırması ve birinde Servet, diğerinde de Hakan'ın Ali'ye uymasıyla, tribünlerde soğuk duş etkisi yaptı. Maç içinde de Arda'nın Ali'ye olan tavrından, Ali'nin takımda işinin zor olacağını söylemek için kâhin olmaya gerek yok. Servet, ilk golde adamını kaçırmış olsa da genel olarak iyi bir görüntü çizdi. Bunda rakibin sürekli top şişirmesinin de etkisi yok değil. Servet gibi bir adamdan kafa topu almak zor, ikinci yarıda hücumda da iki kafa vurdu biri doksanı sıyırdı, diğeri direkten döndü.
Kewell solda başlayınca mecburen ortaya geçen Arda maçın ilk bölümünde hiç yoktu. Yine yerinden olduğu için küstü sanırım. Daha sonra Serdar ile dönüşümlü kullandığı sağ kanatta bir şeyler yapmaya çalıştıysa da olmadı. Mustafa Sarp küçükken yeterince saklambaç oynayamamış olacak ki, sahada sürekli birilerinin arkasına saklanıyor. Aman bana top gelmesin de ne olursa olsun der gibiydi.

Zora soktuğumuz turun ucunu tekrar yakaladık neticede. Maçın sonunda futbolcular forma değişirken, ilk yarı protesto için birbirine vuran eller bu sefer takımın geri dönüşünü alkışlıyordu. Ve herkesin ağzında aynı cümle; "böyle oynayın canımızı yiyin!"
0 yorum:
Yorum Gönder