Galibiyet yazmaya hasret kaldık. En azından hep beraberlik, yenilmiyoruz diye kendimizi avutsak mı?
Bu maçın neyi yazılır ki? Sıfır bir stadın bir yağmurda bataklığa dönmesinden mi bahsetmeli yoksa stadın üstünü kapatmayana ayrı, üstü kapanabilen statta üstü kapalı maç oynatmayana ayrı mı küfetmeli bilemedim. Son teknoloji ile Avrupa'nın en modern stadı diye stat yapıyorsun ama gel gör ki bir yağmurda hem oynayanlar hem seyredenler rezil oluyor.
Oyun için bir şey söylemek mümkün değil çünkü oyun yoktu doğal olarak sahada. Top sürmenin pas vermenin imkansız olduğu zeminde oyun mecburen doldur boşalta döndü. Bu ortamların en tecrübeli oyuncusu Elmander ve bu zeminde en çok işe yarayacak fizik gücüyle oynayan ve kaleyi bu maçta en çok bombalayan adamlar Elmander ve Hamit de sakatlanınca halı saha topçusu Emre ve kolpa golcü Burak'a kaldı takım.
İçime sinmeyen penaltıda Melo geçince topun başına ManU maçında Muslera'nın yemeyeceğine olan güvenim gibi Melo'nun bunu kaçıracağından da emindim ki beni yanıltmadı. Selçuk varken bu takımın penaltıcısı başka bir isim olmamalı.
Bedava golü atamadıktan sonra bu şartlarda gol bulmak heleki 7 kişiyle ceza sahası içinde kamp kuran Cluj karşısında çok olası değildi ama işte bir hata yaptılar ve kolpa golcü kafayı çaktı. Maçın sonundaki pozisyonu gol yapabilseydi kolpa unvanını silerdim belki.
Kalan maçlardaki şansımız için meşhur bir karikatür vardır ona bakmak yeterli:
Zemin için bir önlem alınmazsa hafta sonu Kayseri maçının da farklı geçeceğini sanmıyorum. Neyse ki annemizin ligi çok dandik de bu kadar puan kaybına rağmen hâlâ lideriz.