Sayfalar

Nevin Yanıt

Türk spor tarihinde bir ilk. Nevin Yanıt, Avrupa Şampiyonası 100 metre engelli finalinde Türkiye Rekoru kırarak altın madalyaya koştu. Yarı finalde 12:71'lik derece ile kırdığı rekoru 12:63 ile geliştirdi. Demek ki devşirmeden de başarı kazanmak mümkünmüş. Darısı nice öz Türk gencinin başına. İzleyip de gurur duymak isteyenler için final yarışı:

12 Dev Adam

2010 Dünya Basketbol Şambiyonasına hazırlanan 12 Dev Adam'ın yeni video filmi çekilmiş. Ufaklıklar, abilerinin formalarıyla döktürüyorlar. Geleceğin 12 Dev Adamları belki. Mesaj da güzel; "bu sene biz oynayalım bundan sonrakilerde siz oynarsınız." 2010 Dünya Basketbol Şampiyonasında başarılar 12 Dev Adam!

Galatasaray Futbol Takımı 2010 - 2011 Sezonu Formaları

Büyük gün geldi ve beklenen formalar görücüye çıktı. İlklerin takımı Galatasaray, yine bir ilk yaparak interaktif ortamda tanıttı formaları. Günler öncesinden www.365g24s.com adresinden verilen kısa film ile merak uyandırıldı. Işık hüzmesinin arkasındaki kimdi? ufaklık Arda mıydı? Hep beraber geri saydık ve 27 Temmuz 2010 saat 19:05'te muradımıza erdik.

2 yeni forma ve geçen senenin parçalısı ile bir tane de daha sonra çıkacak forma ile tamamlanacak seri. Her forma için birer adet kısa film çekilmiş. Özellikle parçalı forma için olan çok başarılı. Videolar üzerinden gidersek:

Parçalı


Hikaye başarılı, aradaki maç görüntüleri tüyler ürpertici. Arda'ya yüklenen Metin Oktay olma misyonunun iyiden iyiye ortaya çıkarılması bir bakıma. İyi mi kötü mü daha sonra göreceğiz. Forma zaten geçen senenin aynısı, yorum yapacak fazla bir şey yok. Forma da şu zaten:


2289 Mercan


İşte sezonun en çok tartışılan forması. Pembe-somon, Barcelona forması derken, mercan olduğu çıktı ortaya. Geçen seneki 2288 hikayesinin devamı niteliğinde. Forma gerçekten güzel. Siyah şort ile de çok güzel bir bütünlük sağlamış. Armanın iki yanındaki aslan figürleri de ayrı bir hava katmış formaya. Aslan figürlerinin kabartma olması beni cezbetti, benim tercihim 2289 Mercan.


Arslan


Sezonun ikinci farklı renk forması. Hikayesi Aslan Nihat'a dayanıyor. Hikaye de güzel forma da. Aslan deseni süper fikir ama 2289 Mercan'daki aslan figürleri gibi bu aslan deseni de kabartma olsaydı açık ara favorim olurdu:


Dördüncü forma ise Ali Sami Yen Stadyumu'ndan ayrılmamızın hatırasına çıkacakmış, çizgili olacakmış gibi söylentiler mevcut. Bakalım hangisi 2288'in satışına ulaşabilecek?

Galatasaray – OFK Belgrad


Futbola aç, Galatasaray’a hasret binler Ali Sami Yen’i doldurmuştu. Hava güzeldi, biz güzeldik, her şey güzeldi. Sezonun ilk resmî maçında herkesin beklediği, güzel futbol ve bol gollü bir galibiyetti. Orta sahayı görünce – ne yalan söyleyeyim – bir huzursuzluk hissettim. Ayhan – Sarp – Barış… Ayhan beklediğimden iyiydi, Mustafa da hırsı ve mücadelesi ile kurtarsa, Barış’ın yatacak yeri yok. Üçü de rotasyonda çok iyi iş yapabilir belki ama üçü birden ilk on birde faciaya davettir resmen.
Beklentilerimizden güzel futbolu ilk yarı aldık diyebilirim. Sağlı sollu ataklar, direkten dönen toplar, çizgiden çıkarılanlar… Captano’nun bir lafı var; “top bu, olur öyle”. Hakikaten de oluyor öyle, top istemedi mi girmiyor. Diğer beklentimiz olan bol gollü galibiyetin ilk ayağı olan gol ise geciktikçe gecikiyordu. Dakikalar 26’yı gösteriyordu ki, Arda soldan dalıverdi ceza sahasına ve bizi rahatlatan golü attı. Rahatlamıştık, devamı gelir diye beklemeye başladık. İlk yarı bitti başka gol sesi çıkmadı Mecidiyeköy’den.
İkinci yarıda işler değişti. Orta saha iyiden iyiye aksamaya başladı. Önce Serdar-Pino değişikliği geldi. Pino takımı biraz canlandırdı. Sağ kanatta Keita’dan esintiler sundu bize. Pino iş yapacak gibi ama tabi yorum yapmak için daha erken. Batdal henüz kondisyonunu kazanamamış anlaşılan. Seyrettiğim iki maçta da (toto kupası ve bu maç) 60’tan sonra düştü oyundan ve mecburen de yerini Kewell’a bıraktı. Bu arada Arda’nın ikinci golü ile iyice rahatlamıştık ki, bu rahatlık birkaç dakika sürebildi. Sevincimizi kursağımızda bırakan gol geldi. Savunmaya çarpan top filelere gitti. Olsun dedik, galibiyet iyidir. Daha vakit var atarız. Bu beklentimizi de soktular kursağımızdaki diğer sevincimizin yanına. Sonrasını seyretmedim zaten. Hatta ikinci golü görmedim bile. Aykut topa çıkmamış falan… Olur öyle dedik, rövanşı bekliyoruz.
Sezon öncesi seyrettiğim iki ciddi maçtan çıkardığım sonuç şudur ki; bu takımın rotasyona değil direk oynayacak en az 3 transfere ihtiyacı var. Kale, orta saha ve forvete. Çok geç olmadan gerekli hamleler yapılır inşallah da bu sene Medical Park’a yolumuz düşmez.

Galatasaray Sözlük

Bende başlayan bu yazma isteğinin suçlusudur Galatasaray Sözlük.

Her şey iki sene önce başladı. Başka bir sözlük sitesinde (ismi lazım değil, reklamını yapmayalım boşuna) gördüm açıldığını. Bir bakayım dedim, nedir? ne değildir? ve o gün 10 entry girip yazar oldum. İyi ki de olmuşum. Hem güzel dostlar kazandım hem de uzak kaldığım Galatasaray'la tekrar haşır neşir olmaya başladım. Bu sene hayatımda ilk defa kombine aldım, daha ne olsun. Başlarda kendi çapımda kısa kısa entry'lerle başlayan bu yazma hastalığı, okudukça ve diğer yazarlardan "yazmayı" öğrendikçe uzun entry'leri peşinden getirdi. Hâlâ daha emekleme aşamasındayım, yıllar sonra buralara bakıp, "ulen bunları ben mi yazmışım?" demek istiyorum. Bakalım geçici bir heves mi yoksa kendime yeni bir hobi mi edindim?

Sözlükle ilgili ayrıntılı analiz daha sonra...

benim başım kel mi?

Geç kaldık bu blog işine girmekte. Elalem aldı yürüdü. Biz de ucundan bulaşalım bakalım, neler yapabileceğiz. Blog alemine hayırlı olsun :)
Related Posts with Thumbnails