Sayfalar

İstanbul Büyükşehir Belediyespor 2 - 0 Galatasaray



Maçta beni en çok heyecanlandıran pozisyon buydu.
Melo dozer gibi geliyordu ki indirdiler.
Açık ara en iyi transfer.

Maçı seyretmeyecektim, futbolu bitirmiştim kafamda ama Galatasaray lan bu nasıl seyretmezsin? İçimde futbol sevgisi ölmüş ama kalbimde Sarı-Kırmızı aşkı ile oturdum televizyonun başına.

Hazırlık döneminde kalburüstü takımlarla yapılan maçlarda takım iyi görünmüştü ama o zaman da bariz görünen sıkıntılar vardı takımda. Bu maçta da aynı sıkıntılar canımızı yaktı daha ilk haftadan. İnsan ister istemez merak ediyor İnter'e kök söktüren, Liverpool'u dağıtan, Real Madrid'i elinden kaçıran bu takım değil miydi. Ne değişti de annemizin liginin orta sıra takımlarından biri olan İstanbul Büyükşehir Belediyespor karşısında bu kadar etkisiz bir görüntü çizdik? Benim aklıma iki senaryo geliyor; birincisi takım rakip seçiyor, ikincisi ise dünya devlerine kafa tutan oyuncular Belediye'yi fazla küçümsediler. Her ikisi de kabul edilebilir mazeretler değil. Her rakip önemlidir ve hepsine aynı ciddiyet ile çıkmak lazım. Belediye'nin başarısını da yabana atmamak lazım. Hadlerini bilerek oynadılar ve zayıf karnımız olan sol tarafımızdan gelerek fişimizi çektiler.

Hazırlık döneminden beri bas bas bağıran bir konu var; bu takımın savunma hattı kırmızı alarm veriyor. Sol bek başta olmak üzere savunmanın hali içler acısı. Hakan Balta'dan şikayet ederken başımıza bir de Çağlar Birinci çıktı. Balta'nın ahı gibi adam, Balta'yı aratıyor, ne kadar kötü hesap edin. Stoperlerin al birini vur ötekine. Millî takımın savunma hattı diye savunanlar var, Galatasaray değil de bir Anadolu takımında oynuyor olsalar hangi birisi Millî formayı hayatında görür biri bana söylesin. Sabri orta sahada Selçuk'u frenliyor dedik, dün de hem kendi oynayamadı hem Selçuk'un oynamasına izin vermedi. Sabri sağ bek oynamayacaksa olması gereken yer yedek kulübesi. Sahanın başka herhangi bir yerinde işi olamaz.

Fatih terim ısrarla golcü istedi, Baros varken gerek yok diye eleştirildi. Dün ne kadar haklı olduğunu gördük. Dünkü Baros'u uzun zamandır antrenmanda görüyor Terim, yetmeyeceğini anlamış ki takviye istedi ama olmadı. Ocak'a kadar idare ederiz demiş, Ocak'ta Baros'a Rusya yolları görünür gibi.

Yapılan onca transfere rağmen takımın hâlâ bi' dünya eksiği var. En büyük eksik de özgüven. Henüz takım yitirilen özgüveni tekrar kazanmış değil. Skor üstünlüğü kaybedilince, takımın süngüsü de düştü. Kendileri de inanmadılar maçı çevirebilceklerine, doğal olarak da çeviremediler. Bu zamanla kazanılacak ama biz o arada çok sinir krizi geçirecek gibiyiz.

Takım genel olarak ışık vermedi bana, bu sefer geçen senelerin aksine karamsar başlıyorum lige. Ümitli başladık da ne oldu sanki? Bir de bunu deneyelim bakalım, belki sonunda seviniriz.

Bu takım seyredeni yenilgiye alıştırdı, artık yenilince bir şey hissetmez olduk. Olağan karşılıyoruz. Eskiden 1 hafta kendimize gelemezdik, şimdi sabah olunca hayat aynen devam ediyor. Önce kendilerini sonra da taraftarı tekrar havaya sokmaları lazım yoksa futbol işkenceden başka bir şey olmayacak Galatasaraylı için.

0 yorum:

Related Posts with Thumbnails